Bakan Tunç’tan ‘Can Atalay’ açıklaması: Artık Yargıtay 3’üncü Ceza Dairesi’nin kararını bekleyeceğiz
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Gezi davasında tutuklu bulunan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’ın durumuna ilişkin ‘yeni’ bir açıklama yaptı. Tunç, açıklamasında, “Şimdi Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararını bekleyeceğiz.”
“Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurmaya İlişkin Değerlendirme Çalıştayı”nın ardından basına açıklama yapan Tunç, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın Can Atalay hakkındaki görüşüne ilişkin soruya yanıt verdi, konunun yargıya da indiğini belirterek, yargı kararının beklenmesini istedi.
Bu konudaki eleştirilerin sorulması üzerine Tunç, “Mahkeme kararlarıyla ilgili eleştiriler olacak. Süreci birlikte takip ettik.”
Can Atalay’la ilgili yargı sürecini anlatan Bakan Tunç, “Can Atalay’a ilişkin ihlal kararı ilk derece mahkemesine gönderildi. İlk derece mahkemesi, davanın Yargıtay’da görüldüğünü belirterek dosyayı 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi. Yargıtay’ın değerlendirme yapması gerektiği gerekçesiyle Yargıtay’a başvurdu.” “Ne gönderdi? Şimdi Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin kararını bekleyeceğiz” dedi.
SARDAN’IN SERBEST BIRAKILMASI HAKKINDA DA KONUŞTU
Gazeteci Tolga Şardan’ın tahliyesine ilişkin değerlendirmesi sorulan Tunç, yargı önünde soruşturma yapılması konusunda yorum yapılamayacağını, yargının tarafsız ve bağımsız karar verdiğini belirtti.
Tutuklama ve tahliye kararlarının yargının takdirinde olduğunu belirten Tunç, “Yargının gündeminde buna benzer çok sayıda soruşturma var. Bu soruşturmalarda tutuklamalar, tahliyeler de olabiliyor. Yargının verdiği kararlara saygı duymamız gerekiyor. Konu yargının takdirindedir.”
Anayasa Mahkemesi’nin iptal talebini görüşeceği, kamuoyunda “sansür kanunu” olarak bilinen kanuna ilişkin soru üzerine Tunç, şunları söyledi:
“TCK’nın 217/a maddesi yeni bir kabahat türü olarak yasama döneminde oluşturulmuş ve uygulamasına başlanmıştır. Kamuyu yanıltıcı nitelikteki bilgileri kamuya yayma suçu. Kaygı yaratmayı amaçlayan bir durum varsa” Kamuoyunda kaygı, panik ya da kamu sistemini ihlal eden eylemlerin tespit edilip hata olup olmadığını değerlendirecek olan bağımsız yargıdır. Bu süreçte Anayasa Mahkemesi’ne unsurla ilgili iptal davası açıldı. Biz Bakanlık olarak Anayasa Mahkemesine görüşümüzü bildirdik. Bu Anayasa Mahkemesinin takdiridir. Sonucunu her zaman birlikte göreceğiz.”
